London Escorts sunderland escorts asyabahis.org dumanbet.live pinbahiscasino.com www.sekabet.net olabahisgir.com maltcasino.net faffbet-giris.com asyabahisgo1.com dumanbetyenigiris.com pinbahisgo1.com sekabet-giris2.com www.olabahisgo.com maltcasino-giris.com www.faffbet.net www.betforward1.org betforward.mobi www.1xbet-adres.com 1xbet4iran.com www.romabet1.com www.yasbet2.net www.1xirani.com romabet.top www.3btforward1.com 1xbet 1xbet-farsi4.com بهترین سایت شرط بندی بت فوروارد
Ana Sayfaİdeal İnsan Davranışlarıİslam'a Göre İdeal İnsan Davranışları / Samimiyet (İhlaslı Olma)

İslam’a Göre İdeal İnsan Davranışları / Samimiyet (İhlaslı Olma)


İslam’a göre ibadet ve kulluk ancak Allah için yapılır. Kur’an’a göre bu kulluk ve ibadetin, gösterişten uzak ve samimi bir kalp ile yapılması yani ihlasla olması emredilmiştir.[1]

İhlasın zıddı riyadır. Riya İslamî literatürde; Allah’ın emrini yerine getirmek maksadıyla değil insanlara gösteriş olsun diye iyilik ve ibadet etme gibi anlamlara gelir. Riya, Kur’an’da çeşitli ayetlerde kınanmış bir özelliktir.[2]  Hz. Muhammed (s.a.v) riya ile ilgili olarak; “Ümmetim için gizli şirk[3] ve şehvetten kaygı duyuyorum” demiş, “Sizden sonra da hâlâ şirk olacak mı?” sorusuna, “Evet, fakat güneşe, aya, taşa ve puta tapmak şeklinde olmayacak, insanlar ibadetlerini riya için yapacaklar” cevabını vermiştir.[4]

İhlas ile yapılmayan amellere riya ve şirk karışacağının bildirilmesi, hayatın merkezine Allah dışındaki şeyleri koymak olarak da anlaşılabilir. Makam, mevki, maddiyat, beğenilme arzusu gibi durumlar insanın kalbini Allah’tan başka şeylerle doldurmasına sebep olur. Tüm bunlardan arındırılmış bir ibadet ise, kişinin ihlaslı ve samimiyetli bir kulluğa erişmesine olanak tanır.

Amellerin ruhu ihlastır. İhlas, dışardan bakılınca anlaşılabilecek bir durum olmadığı için, kişinin yaratıcısı ile arasında gizli kalmış bir durumdur.[5] Ancak İslamiyet’te bu kavrama çok değer verilmiş,  kişinin ibadetinin kabulünde ihlasa önemle vurgu yapılmıştır.[6] Hz. Muhammed (s.a.v); “Ameller niyete göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim Allah ve Resûlü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resûlü’nedir. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı hicret ederse, onun hicreti de hicretine sebep olan şeyedir.”[7] sözü ile kişinin amelini Allah rızası için mi yoksa gösteriş ve riya için mi yaptığıyla ilgili olarak, niyete vurgu yapmıştır.

İslam’da yapılan ibadetlere riya karışmaması için farz olan ibadetler dışındakilerin gizli yapılması tavsiye edilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v); “Ey İnsanlar! Evinizde namaz kılınız. Zira farz namaz dışındaki namazların en makbulü, insanın evinde kıldığı namazdır.”[8] “Bir adam bir cemaate gelir, aralarındaki herhangi bir yakınlık sebebiyle değil de, sırf Allah adına onlardan bir şeyler ister. İstediğini vermezler. Bu topluluktan biri yavaşça, kimseye hissettirmeden cemaatin arka tarafına kayar ve isteyen kimseye gizlice ihsanda bulunur. (Öyle gizli verir ki) onun verdiğini sâdece Allah ile yardım ettiği kimse bilir (Allah bu kişiyi sever).”[9] sözleri ile gizli yapılan ibadetlerin riyadan ve gösterişten uzak, samimiyetle yapıldığına dikkat çekmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde hem bizzat kendisinin hem de sahabelerin[10] ihlas örnekleri kaynaklarda çokça zikredilir. İslam âlimlerinden Mevlana Celaleddin Rumi de, Hz. Ali’nin ihlasından özetle şu şekilde bahseder; “Hz. Ali bir savaş esnasında düşmanı ile epeyce vuruşarak sonunda onu yere serip öldürmek üzereyken, o düşman askeri Hz. Ali’nin yüzüne tükürür. Bunun üzerine Hz. Ali düşmanını bırakarak ayağa kalkar ve ‘Yürü git, seni öldürmekten vazgeçtim, serbestsin.’ der. Düşmanı bu duruma şaşırarak ‘Beni alt edip öldürmek üzereyken neden vazgeçtin. Seni ne alıkoydu?’ diye sorduğunda Hz. Ali; ‘Ben seninle Allah yolunda ve sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için savaşıyordum ve onun için seni öldürecektim. Sen yüzüme tükürünce öfkelendim, sana kızdım. Eğer o an öldürseydim, sana olan kızgınlığımdan dolayı bunu yapmış olacaktım. Yani seni Allah rızası için değil de kendi nefsim için öldürmüş olacaktım. İşte bu düşünceyle seni serbest bıraktım.’ der. Bunu duyan adam, bu büyük asalet ve ince anlayış karşısında iman ederek Müslümanların safına katılmıştır.[11]

İslam’da istenen, hem kulluk anlamında samimiyet, hem de Müslüman kimliğini doğru yansıtabilmek adına insanlara karşı samimiyettir. Hz. Muhammed (s.a.v) bu durumu şöyle tarif etmiştir: “Sahabeden Temîm ed-Dârî şöyle anlatmıştır: “Hz. Peygamber, ‘Din samimiyettir.’ buyurdu. Biz, ‘Kime karşı (samimiyet)?’ deyince, ‘Allah’a, Kitabı’na, Resûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara.’ buyurdu.”[12]

Kur’an’da şeytanın günahları sevimli göstererek kendi yoluna çekeceği insanlardan bahsederken ‘ihlaslı olanlar hariç’ dediği bildirilmiştir.[13] Allah da samimi bir imana sahip olan kulunu kötülükten koruyacağını Hz. Yusuf (a.s) örneğiyle haber vermiştir; “İşte biz ondan (Yusuf’tan), fenalığı ve fuhşu gidermek için böyle yaparız. Çünkü o, bizim ihlaslı kullarımızdandır.”[14] Buna göre insandan istenen, tam bir samimiyet ve yaptığı her işi Allah’ın rızasını gözeterek yapmasıdır.


[1] Zümer/11, Mümin/14
[2] Maun/6, Nisa/38, Enfal/47
[3] Şirk: Allah’a ortak koşmak
[4] Müsned, IV, 124
[5] Hz. Muhammed;“O(Allah), sizin suret, şekil ve dış görünüşlerinize değil, kalblerinize va kalbi temayüllernize bakar.” demiştir.(Müslim, Birr, 33)
[6] Mümin/65, Zümer/2
[7] Müslim, İmâre, 155; B1 Buhârî, Bedü’l’vahy, 1
[8] Buhârî, Ezân, 81; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 213
[9] Tirmizî, Cennet, 25/2568; Nesâî, Zekât, 75/2568
[10] Sahabe: Hz. Muhammed döneminde yaşayan ve sohbetinde bulunan kişiler
[11] Mevlana Celaleddin Rumi/Mesnevi, C.I, beyit: 3721 vd.
[12] Müslim, Îmân, 95
[13] Hicr/39-40
[14] Yusuf/24

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz