Ana Sayfaİslam’da Sosyal Hayatİslam'ın Namaza Çağrısı: Ezan

İslam’ın Namaza Çağrısı: Ezan

Namaz Müslümanlara günde beş vakit olarak emredilmiştir. Ezan da bu farz olan yani emredilen vakitleri duyurmak için söylenen sözlerdir. Ezanla hem içindeki sözcükler bakımından İslam’ın varlığı duyurulmuş hem de namaza davet etme görevi yerine getirilmiş olur.

Tarih kaynaklarına göre namaz emredildikten sonra namaza davet için herhangi bir yöntem belirlenmemiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) de ilahi bir işaret ya da emir olmadığı için bir yönlendirmede bulunmamıştır. Ancak Müslümanlar vakit namazlarının zamanını ayarlamakta zorlandıkları için namaza çağrı yapılmasını ihtiyaç görerek; kendisine çan, ateş ya da boru öttürme gibi seçenekler sunmuşlardır. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v) çan Hristiyanların, ateş Mecusilerin (ateşe tapanlar), boru öttürme de Yahudilerin âdeti olması sebebiyle bu teklifleri kabul etmemiştir.

Bir gece Hz. Muhammed’in (s.a.v) iki arkadaşı[1] da aynı rüyayı görmüş ve uyandıklarında ezanın şu anki sözcüklerini kendisine gelerek haber vermişler, O da sesi güzel olan bir arkadaşını[2] çağırarak bu sözcükleri yüksek bir yerden insanlara okumasını istemiştir.[3] Böylelikle Müslümanlar namaza ilk kez ezan ile davet edilmiştir. Davet için beklediği işaret arkadaşları aracılığı ile Hz. Muhammed’e (s.a.v) gelmiş ve ayetler de ezanın namaz çağrısı olduğunu tasdik etmiştir.[4]

Hz. Muhammed (s.a.v) ezan okunurken sözcüklerini dinleyen kişinin de tekrarlamasını tavsiye etmiş, gönülden inanarak söyleyenlerin cennete gideceğini müjdelemiştir.[5] Ezan Arapçadır. İçerik olarak; “Allah en büyüktür. Allah’tan başka tanrı olmadığına şahitlik ederim. Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza! Haydi kurtuluşa! Allah en büyüktür. Allah’tan başka tanrı yoktur.” anlamlarını taşır. Bu sözcüklere ek olarak sabah namazı için “Namaz uykudan hayırlıdır.” sözü de söylenmektedir.

Ezan günümüze kadar sağlam kaynaklarla aktarılmıştır. Zamanla Müslümanlar ezanı sanata dönüştürmüş, farklı vakitlerde farklı müzik makamları ile okumuşlardır. Günümüzde ilk gün okunduğu gibi dünyanın dört bir tarafında aynı sözcüklerle, aynı dilde okunmaya devam etmektedir. Dünyanın dönüşü sayesinde her bölgede namaz vakitleri farklı zamanlara denk geldiği için yeryüzünde mutlaka bir yerde ezan okunur. Dünya genelinde hiç susmayan ezanın dili de Allah’ın yüceliğini sanki bütün kâinata ilan edip durmaktadır.


[1] Abdullah b. Zeyd, Hz Ömer
[2] Bilal-i Habeşî
[3] Buhârî, Ezân, 1; Ebû Dâvûd, Salât, 27;
[4] Maide/58, Cuma/9
[5] Nesâî, Ezân, 34

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz