Free Porn
xbporn

buy twitter followers
uk escorts escort
liverpool escort
buy instagram followers
Ana Sayfaİslam’da Sosyal Hayatİslam'da Evlilik ve Aile

İslam’da Evlilik ve Aile

Allah canlıları çiftler halinde yaratmış ve nesillerin sürekliliğini de bu çiftlerin birlikteliğine bağlı kılmıştır. İnsan; akıl, vicdan ve irade sahibi bir varlık olarak diğer canlılardan üstün kılınmış[1], karşı cinsle olan beraberliği de ‘nikâh’ adı verilen bir sözleşme ile meşru bir kimlik kazanmıştır.

Nikâh ile kurulan aile birlikteliğinin birçok faydası olmakla beraber birkaçı şunlardır:

  • Yaratılış gereği cinsel arzular hisseden insan, bu ihtiyacını helal ve meşru bir şekilde tatmin etmelidir. İslam’a göre bu ancak aile birlikteliği ile mümkündür.
  • Evlilikle fizyolojik ihtiyaçların yanı sıra duygusal ihtiyaçlar da doyuma ulaşır. Sevme, sevilme, şefkat, merhamet, huzur gibi duygular, eş ve evlatlarla sağlanmış olur.
  • Evlilik ile dünyaya gelen çocukların anne ve babasının kim olduğunun bilinmesi, nesillerin korunması ve çocuğun haklarının korunmasını sağlar. Ayrıca hangi çocuğun hangi anne babadan olduğunun bilinmesi, toplumsal düzen için de önemli bir meseledir.
  • Aile, toplumların çekirdeği ve temelidir. Aile yapısı ne kadar sağlam olursa toplumlar da o derece ayakta kalır. Ailenin var olması, ahlaki ve dini açıdan da toplumu düzene koymuş olur.

İslam evlenmeyi teşvik ve tavsiye etmiş, nikâh dışı birliktelikler kesin olarak yasaklanmıştır.[2] Aynı zamanda evlenilmesi yasak olan kişiler de ayetler ile bildirilmiştir.[3] Tek eşlilik yine ayetle övülürken, erkeğin dört hanıma kadar evlenebilmesine de izin verilmiştir.[4] Bu izin, çok evliliği teşvik eden bir durum olmamakla beraber, evlilik dışı cinselliğin yasak olduğu bir dinde, ihtiyaç duyanlara yönelik ruhsat[5] verilmesi durumudur. Bu izin, koşulsuz ve sınırsız bir izin değil, şartlara bağlı olarak verilen bir izindir.[6] Ayrıca boşanmaya da İslam’da izin verilmiş ancak hoş görülmemiş ve teşvik edilmemiştir. İslam’ın bu tip sınırlar koyması, gayrı meşru yollara sapılmaması adına kişilerin hukukunu korumaktadır.

İslam’a göre aile kurmakla eşlerin birbirlerine karşı bir takım sorumlulukları da başlamış olur.[7] Aile birlikteliğinin devamı ve mutluluğu için belirli ölçüler getirilmiştir.[8] İlk olarak erkeğin ev işlerinde eşi ile istişare etmesi emredilmiştir[9]. Bunun dışında eşler birbirlerinin farklı ailelerde yetiştiğini ve farklı karakteristik özelliklere sahip olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Kur’an’da erkekten hanımıyla iyi geçinmesi istenmiş,[10] kadınların da yükümlülüklerinden ve haklarından bahsedilmiştir.[11] Ayrıca evlilik hayatında itaat, emanet, iffet, iyi muamele, güven gibi pek çok konuya Hz. Muhammed’in (s.a.v) hadislerinde önemle dikkat çekilmiştir.[12]

İslam’ın önem verdiği bir diğer husus Allah’ın erkeğe yüklemiş olduğu “kavvâm” sıfatıdır. Erkek için “kavvâm” sıfatının gerekleri, sorumluluğunda bulunan ailesinin maddi manevi tüm ihtiyaçlarını helal kazanç sağlayarak gidermesi, onları elden geldiğince kimseye muhtaç etmemesi, canlarını ve mallarını koruması, güven ve huzur ortamı oluşturması, eğitimlerinin verilmesi konularında yükümlü olmasıdır.[13] Kadının daha hassas bir yaratılışta olması sebebiyle Allah bu gibi hususlarda erkeği sorumlu tutmuştur.

Hz. Muhammed (s.a.v) aile birlikteliğine çok önem vermiş, bu konuda ümmetine birçok nasihatte bulunmuştur. “Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur…”[14] diyerek evliliğe teşvik etmiş; ancak bunu yaparken zahmetsiz olmasını da “Nikâhın hayırlısı, külfetsiz olanıdır.”[15] sözleri ile vurgulamıştır. Erkeğe birçok defa evlilikle beraber aldığı sorumluluğu hatırlatan hadislerinden birinde; “Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muamele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz!”[16] demiştir.

Yolunda gitmeyen evlilikler için ise ayette; “Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Düzeltmek isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.”[17] buyrularak önce ‘evliliği kurtarma yolu’ tavsiye edilmiştir. Birleşme umudu kalmamışsa boşanmaya izin verilmiş ancak Allah’ın bu durumdan hoşnut olmayacağı da Hz. Muhammed’in (s.a.v) şu sözleriyle hatırlatılmıştır: “Allah katında en sevimsiz helal boşanmadır.”[18]

İnsanı hayvandan ayıran dini ve ahlaki değerler, huzuru ve düzeni de sağlar.


[1] Tin/4
[2] “Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur. (İsra/32)” Zina: Aralarında bir nikâh bağı bulunmayan yetişkin bir erkek ile kadın arasındaki cinsel ilişki
[3] Nisa/22-24, Bakara/235, Mümtehine/10
[4] Nisa/3
[5] Ruhsat: Bazı durumlarda insanların özürlerinden dolayı, onlardan zorluğu kaldırmak için Allah’ın müsaade ettiği istisnaî hükümlerdir.
[6] Bkz. “İslam Dini Çok Kadınla Evliliği Emrediyor Mu?”
[7] Eşlerin birbirlerine karşı hak ve sorumluluklarına ilişkin Hz. Peygamber’in hadisleri şöyledir: “Ey insanlar! Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muâmele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emâneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz!” (Müslim, Hac, 147)
[8] Nisa/1
[9] Hz. Muhammed (s.a.v): “Kadınlardan kızları hakkında izin isteyin (kızları istemeye gelenler varsa, onlar gelmeden önce erkek kendi hanımı ile bu hususta ayrıntılı bir şekilde görüşüp bir sonuca varsın)”.
[10] Nisa, 19. âyet
[11] Bakara, 228. âyet
[12] İbn-i Mâce, Nikâh, 5/1857; Tirmizî, Radâ, 10; İbn-i Mâce, Nikâh, 5/1857
[13] Nisa/34
[14] (Buhârî, Savm, 10)
[15] (Ebû Dâvud, Nikâh, 32)
[16] (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı, X. 398)
[17] Nisa/31
[18] Ebu Davud, Talak, 3.