Free Porn
xbporn

buy twitter followers
uk escorts escort
liverpool escort
buy instagram followers
Ana SayfaKritik Sorularİslam Dininin Bilime Yaklaşımı

İslam Dininin Bilime Yaklaşımı

Belli bir yöntemle elde edilip uygulamayla doğrulanan, geçerliliği kabul görmüş ve kanıtlanmış bilgiye bilim denir. Bilim maddi âlemle ilgili konuları kapsar. İslam’da tek başına değerlendirilmeyen bilim, daha kapsamlı şekilde ilim adı ile anılır. Çünkü ilim maddi ve manevi bilgilerin tamamının araştırılmasıdır.

İslam’ın ana kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlara sık sık “Akletmez misiniz?” “Düşünmez misiniz?”[1] soruları yöneltilmiştir. Yeni bilgiler öğrenmeye sürekli teşvik eden ayetler[2] ile Allah, ilim tahsil etmenin önemine defalarca dikkat çekmiştir.

Kur’an’ın indirilişi ilk olarak “Oku!” emri ile başlar.[3] Bununla beraber Hz. Muhammed (s.a.v) Medine’ye hicret (göç) ettiğinde evinin hemen yanına mescit (namaz kılınan yer) ve medrese (ders yapılan yer) inşa ettirmiştir. Bu medresede daima kalan, ilimle sürekli meşgul olan öğrenciler yetiştirilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) kendisine inanan insanları sürekli olarak ilim öğrenmeye teşvik etmiştir. Bununla ilgili pek çok sözünden birisi de; “Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.”[4] olmuştur.

İslam dininde; kişi öldükten sonra ardında güzel işler üreten kurumlar, kendinden hayırla faydalanılan eserler bırakırsa, ölümünden sonra bile meleklerin o kişinin amel defterine[5] sevap yazacağına inanılır. Hz. Muhammed (s.a.v) bu konuya; “İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye[6], istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.”[7] sözleriyle dikkat çekmiştir. Bu sebeple bilim dallarıyla ilgilenmek, insanlara yarar sağlayan işlerle uğraşmak teşvik edilmiştir.

Allah, ilim tahsil eden kişileri birçok ayette diğerlerinden net bir ifade ile ayırmıştır. “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”[8] ayeti de buna güzel bir örnektir. Aynı zamanda sadece öğrenmekle kalmayıp öğretmeyi de teşvik eden hadisler çokça mevcuttur.[9] “Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır.”[10] hadisi de; Hz. Muhammed’in (s.a.v) ilim öğrenen ve öğretenlere verdiği değeri yansıtmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de ilim öğrenmenin öneminin farklı bir açıdan ele alındığı Tevbe suresinin 122. ayetinde; “Bununla beraber müminlerin hepsinin toptan savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grup dinde yeterli bilgi sahibi olmaya çalışmak ve seferden dönen topluluklarını uyarmak üzere geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.” buyrularak, savaş esnasında bile herkesin savaşa katılmaması, bir grubun mutlaka ilimle meşgul olması emredilmiştir.

İslam’ın bilime verdiği manevi değerin temeli, esasen yaratılmış olan varlıklar hakkındaki araştırmaların insanı Yaratıcıyı tanımaya götürmesidir. Her bilim dalı, aslında Allah’ın yaratma sanatının mükemmel eserlerini incelemekte ve dolayısıyla her keşif de insanlığı O’nu tanımaya ve O’nun yaratıcılığının eşsizliğine hayran olmaya yöneltmektedir.  Kur’an’da tüm bilgilerin kaynağı olarak bildirilen “Allah’ı[11] tanımak” (marifetullah) insanın en önemli varlık gerekçesidir.

Ayrıca Hz. Muhammed’in; (s.a.v) “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.”[12] sözü, edinilen bilgileri insanların faydasına sunma imkanlarından dolayı bilim ve araştırmayı teşvik edici olmuştur.

İslam tarihine bakıldığında birçok alanda âlimler (bilim insanı) yetiştiği görülmektedir. Bunlardan bazıları;

İbn-i Sina (felsefe, tıp, astronomi)

Farabî (edebiyat, astronomi, felsefe)

Harizmi (matematik, gökbilim, coğrafya)

İmam Gazali (edebiyat, mantık, İslami ilimler)

Mevlâna Celaleddin Rumî (şair, mutasavvıf) olmakla beraber daha pek çok bilim insanı yetişmiş, günümüzde de halen yararlanılan eserler bırakmışlardır.


[1] Nahl/17
[2] Taha/114, Mücadele/11
[3] Alak/1
[4] Müslim, Zikr 39. Ayrıca bk. Buhârî, İlim 10; Ebû Dâvûd, İlim 1
[5] İslam inancına göre kişinin sevap ve günahlarının kaydedildiği defter
[6]Sadaka-i câriye: Kendisinden faydalanıldıkça sevabı devam eden iyilikler (cami, köprü, vakıf gibi toplum yararına yapılan işler)
[7] Müslim, Vasiyyet 14. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vasâya 14; Tirmizî, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8
[8] Zümer/9
[9] Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ’tisâm 13, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 268
[10] Tirmizî, Zühd 14. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 3
[11] Haşr/22
[12] Buhârî, Mağâzî, 35

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz