Free Porn
xbporn

buy twitter followers
uk escorts escort
liverpool escort
buy instagram followers
Ana Sayfaİslam’da Sosyal HayatMüslümanların Kaçınması Gereken Konuşma Türleri

Müslümanların Kaçınması Gereken Konuşma Türleri


İslam’ın temel kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve güvenilir hadis kaynaklarında Müslümanların konuşma şeklinin nasıl olması gerektiği ve ne tür konuşmalardan kaçınması gerektiği tekrarlı şekilde ifade edilmiştir.[1] Hatta ağızdan çıkan sözlerin, kişiyi cennet ya da cehenneme götürebileceğinden de bahsedilmiştir: “Kul (bazen), Allah’ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarf eder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir. Yine kul (bazen) Allah’ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarf eder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar.”[2]

İslam inancında her an gözetleyici ve kişinin yaptığı her şeyi kaydeden meleklerin olduğuna inanılır.[3] Bu melekler ağızdan çıkan sözleri de her an kaydeder. İnsan, başıboş ve sahipsiz olmadığı gibi hem Yaratıcısına hem diğer insanlara hem de kendisine emanet verilen bedenine karşı sorumlu hissetmelidir. Hz. Muhammed (s.a.v); “Âdemoğlu sabaha erdi mi, bütün organları, dile selâm edip: Bizim hakkımızda Allah’ tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız!’ derler.”[4]demiştir.

Kişiyi felakete sürükleyebilecek, özellikle kaçınılması gereken konuşma şekilleri, ayet ve hadislerden örneklerle şu şekilde özetlenebilir:

-Yalan: Hz. Muhammed (s.a.v) doğruluk üzerinde çok defa vurgu yapmış; “Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende olduğu kimsedir.”[5] sözleriyle doğruluğu Müslüman kimsenin özelliklerinden biri olarak saymıştır. Kur’an’da; “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin ki Allah amellerinizi salih hâle getirsin ve günahlarınızı bağışlasın.”[6] buyrulmuştur.

-Dedikodu (gıybet): Dedikodu ile ilgili olarak, Hz. Muhammed (s.a.v) ve sahabeler[7] arasındaki şu konuşma nakledilir: “Hz. Muhammed sordu: ‘Gıybet nedir, bilir misiniz?’ ‘Allah ve Resûlü daha iyi bilir.’ dediler. Hz. Peygamber: ‘Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır.’ buyurdu. ‘Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?’ diye soruldu. ‘Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir.’ buyurdu.”[8] Hz. Muhammed (s.a.v) ayrıca; “Her duyduğunu nakletmesi kişiye yalan olarak yeter.”[9] sözü ile insanın duyduklarında yanılabileceğini ya da aktaranın doğru aktarmama ihtimalini de hatırlatmış olur. Gıybet edilen ortamda bunun durdurulması için müdahale edilmesi hatta kişinin gıybeti yapılan kişiyi savunması Hz. Muhammed tarafından tavsiye edilmiştir: “Kim, (din) kardeşinin ırz ve namusunu onu gıybet edene karşı savunursa, Allah da kıyamet günü o kimseyi cehennemden korur.”[10]

-Çok ve boş konuşmak: Çok konuşan kimseler bazen abartma ve olayları olduğundan farklı gösterme riskine sahiptir. Bazen susmak, konuşmaktan daha etkili bir yöntemdir. Hz. Muhammed’i anlatan sahabeler onun ihtiyaçtan fazla konuşmadığını söylemişlerdir. Hz. Muhammed (s.a.v) boş konuşmaya karşı ümmetini; “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun ya da sussun.”[11] sözleriyle uyarmıştır. Kur’an’da da müminlerden bahsedilirken; “O kimseler ki boş söz ve işlerden yüz çevirirler.”[12] denilmiştir. “Allah’ı anmaksızın çok konuşmanın kalbi katılaştıracağı, katı kalpli olanların ise Allah’tan en uzak kimseler olduğu[13] da yine Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından haber verilmiştir. İyiliğe teşvik eden, kötülükten sakındıran ya da Allah’ı anma anlamı taşıyanlar dışında insanların konuştuğu her sözün, kişiye fayda değil zarar getireceği Hz. Muhammed’in (s.a.v) ümmetine bir uyarısıdır.[14]

-İftira: Bir kimseyi yapmadığı bir şey hakkında suçlamak iftira etmektir. Hz. Muhammed’in (s.a.v) iftirayı yedi büyük günahtan biri olarak saydığı olay şöyle nakledilir: “ Hz. Peygamber bir gün: ‘İnsanı helâke sürükleyen yedi şeyden sakınınız!’ buyurmuştu. Ashâb-ı kirâm: ‘Ey Allah’ın Rasûlü, onlar nelerdir?’ diye sordular. Rasûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle cevap verdi: ‘Allah’a şirk koşmak, sihir ve büyü yapmak, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı bir insanı katletmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında harpten kaçmak, hiçbir şeyden haberi olmayan iffetli Müslüman kadınlara zina iftirasında bulunmak.”[15] Kur’an’da da; “Kim bir hata yapar veya kasıtlı günah işler de onu bir suçsuzun üzerine atarsa büyük bir suç yüklenmiş ve apaçık bir günah işlemiş olur”[16] ve “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.”[17] ayetleri, konunun ne derece önemli olduğuna dikkat çekmektedir.

-Laf taşıma (nemime): Kişi birisinden duyduğu bir olayı, haberin doğruluğunu araştırmadan ya da duyulmasından hoşnut olunup olunmayacağını bilmeden bir başkasına götürdüğünde laf taşımış olur. Bu İslam’da hoş karşılanmayan ve kişilerin arasını bozma riskini de beraberinde getiren tehlikeli bir durumdur. Hz. Muhammed (s.a.v); “Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır.”[18] demiş ve kişinin ilgilenmemesi gereken mevzulara karışmamasını öğütlemiştir.

Daha pek çok konuşma usulleri Kur’an’da ve hadislerde tarif edilmiş, sakınılması gerekenler de izah edilmiştir. Düşünüp tartarak konuşmak[19], güzel söz söylemek[20], yüksek sesle (bağırarak) konuşmamak[21], laf kalabalığı yapmamak (gereksiz sözler söylememek)[22], özür dileyeceğin bir sözü baştan söylememek[23], alay etmemek[24], sövmemek[25] bunlardan bazılarıdır.


[1] “Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler!” (İsrâ/53) “Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iffet ve nâmusunu koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.” (Buhârî, Rikâk, 23)
[2] Buharî, Rikak 23; Müslim, Zühd 49; Tirmizî, Zühd 10
[3] “İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında onu gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” (Kaf/18)
[4] Tirmizî, Zühd 61
[5] Müslim, İman, 65
[6] Ahzâb/70-71
[7] Sahabe: Hz. Muhammed döneminde yaşamış ve sohbetlerinde bulunmuş kimse
[8] Müslim, Birr 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 35; Tirmizî, Birr 23
[9] Müslim, Mukaddime 5
[10] Tirmizî, Birr 20
[11] Tirmizî, Kıyamet  51, Buhârî, Edeb, 31, 85
[12]Mü’minûn /3
[13] Tirmizî, Zühd 62
[14]Tirmizî,  Zühd 63
[15]Buhârî, Vasâyâ, 23; Tıb, 48; Hudûd, 44; Müslim, Îmân, 145
[16]Nisâ/112
[17]Ahzâb/ 58
[18]  Tirmizî, Zühd, 11
[19] Buhârî, Rikâk, 23
[20] Müslim, Zekât, 68
[21] Lokman/19
[22] Ebû Dâvûd, Edeb, 94
[23] İbn Mâce, Zühd, 15
[24] Hümeze/1
[25] Müslim, Birr 68; Tirmizî, Birr 51